15 Aralık 2010 Çarşamba

VAH DELİM VAH

AH DİLİM AH
Çarşıda muhabbet ediyorduk. Laf kasap Çavuş emmiye geldi. Çarşıda kasap Çavuşsuz muhabbet olur mu hiç? Mehmet onunla ilgili bir hatırasını anlattı.
Partinin kongresi olmuştu. Kongrede parti yönetimine yeni giren çarşı esnafından bazı genç isimler listede yer almıştır. Bu durumu haber alan veya duyan veya gazetelerden okuyan kasap Çavuş Emmi bizim dükkanın kapının eşiğine geldi.
--Lee ala grık kongrede parti yönetimine girmişsiniz dedi. Ben
--He Çavuş Emmi girdik dedim.
Kasap Çavuş listede olanları bilse de tekrar sordu. Adedidir, acaba bilmediğim, başkası da var mı?
--Başka kimler var? Ben
--Ahmet, Mehmet, Hasan bir de Ben dedim. Çavuş emmi
--İyi, iyi çarşının yönetimi bu dört grıgamı kaldı? Galim dedi. Ben
--Hele öyle oldu galim dedim.
Çavuş Emmi döndü gitti. Konuşmalardan sonra ben, Çavuş Emminin ardından baktım. Çavuş emmi bir işin düşerse bu lafları iade ederim dedim kendince. Öyle değil mi? İntikamın sermayesi ömürdür dedim ardından. Neyse…
Aradan üç dört ay geçmişti. Bir devlet dairesine sözleşmeli eleman alınacaktı. Bunu duyan Çavuş Emmi’nin torunu müracaat etmiş. Torundan referans istemişler. Torun bu durumu Dedem halleder diye, Çavuş Emmiye demiş.
Çavuş Emmi dünü unutarak çıktı geldi.
--Yeğenim bizim torun işe müracaat etmiş ondan şey istemişler. Onu nereden alacağız.
Mehmet işimiz düşünce yeğenim sair zamanda grık oluyoruz, dedim kendi kendime. İstenileni anlasam da, bilsem de Çavuş emmiye sordum.
--Emmi ne istemişler. Yol sormakla bulunur. Sor yardımcı olalım deyince.
Çavuş emmi elini evirdi, çevirdi, başını kaşıdı…
--Şey dedi yeğenim şey, yav ne dediydi. Diye düşündü ama ne olduğunu bir türlü diline getiremedi.
(Mehmet’te çarşıda yetişmiş laf bilen hazır cevaptır. Bakar ki Çavuş emmi zorlanıyor. Üç beş oldu hatırlayamadı fazla üzmez.)
--Çavuş Emmi REFARANS mı istediler dedim.
Çavuş emmi kaybettiğini bulmuşçasına sevinerek, heyecanlı heyecanlı…
--He, he, he ondan işte nerden, kimden, nasıl alacağız yeğenim dedi.
Ben, Çavuş Emmiyi çok severdim. Büyüklerimden ona takılır. ona şaka eder ,ona laf atardım. Oda bana uğramadan geçmezdi mutlaka birbirimize sürtünürdük. Laf çarpardık. Bunun için onu üzmekte istemedim. Hemen sadede girdim.
--Çavuş Emmi üç dört ay önce çarşının yönetimi bu dört grıgamı kaldı demiştin ya.
İşte o dört grık verecek onu/referansı dedim.
Çavuş Emmi dört ay öncesini de hatırladı. Bu günüde yaşadı. Elini bağrına vura, vura, kanguru gibi zıplaya, zıplaya’’ah dilim ah, ah dilim ah,ah dilim ah’’ diyerek dükkanına gitti.
Mehmet’e sorduk sonuç ne oldu diye.
Oda, hamili kart yakınımdır dedik. İşe alınmasını sağladık. Çarşının en renkli siması Çavuş Emminin işi olmaz mı hiç. Çavuş Emmi daha sonra teşekkür etti dedi ki.
-- Eee ne demişler gün gelir altın eşiklik, gümüş eşikliğe muhtaç olurmuş. Herkesi kendinden ala görmelisin dedi..Bende Estağfurullah Çavuş emmi emrin olur dediydim. Nur içinde yatsın. Kabri cennet olsun.. Ne mutlu hoş seda bırakanlara. [aozeski@hotmail.com]
Kaynak: Mehmet UTSAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder