10 Şubat 2011 Perşembe

DİLBURAN KAHVESİ

D İ L B U R A N K A H V E S İ
‘’Kötü havalarda insan dosta aç olur,
Bir araya gelse dost dosta ilaç olur,
Bahçede tek gül bir şeye benzemez,
Öbek öbek olduğunda baharlara taç olur!’’ Hz. Mevlana (k.s.)
Geçmişte büyüklerimizden hep duyardım. Dayının kahvesi, camlı kahve, kölenin kahve, hopa Ali‘ nin kahve, berberlerin kahve, vs. diye. Hep burada yaşanan o güzel anılar anlatılır. Yenilir içilir, muhabbetler dile getirilir. Veya çarşı esnafı ortaklaşa saç verir yemek hazırlar birlikte yerlermiş.
İşte günümüzde bunu yaşatan dostlukların muhabbetin samimiyetin kısmen de olsa yaşatılmaya çalışıldığı bir ortam Dilburan, Kavasın ibramın kahvesi.
Geçenlerde Yılmaz ava gidecem vurduklarımı, Ahmet abi pişiriversin beraber yiyelim demiş. Av dan dönen Yılmaz Bir tavşan burabilmiş. Ahmet Abi demiş ki Yılmaz gözüm bi tavşan kime yetecek sen hiç olmazsa üç beş de tavuk al yanında beraber tavşan niyetine bişirelim der. İşte bu kahvenin müdavimlerinde yiyecek içeceğe hiç hayır denmez. Hemen yetecek kadar tavuk alınır, pişirilir. Yanında da bulgur pilavı ile üç beş tavuğu bir tavşan ile beraber afiyetle yemişler.
Tabii ki yanında bostan turşusu, domatis, biber, turşuları olmazsa olmazlardan. Zaten gelenlerden birileri de eli boş gelmez kimi baklava kimi evinden herhangi bir tatlı börek katmer, bükme vs. ne varsa alır gelir. Herkesin illa bişi getirmesi de şart değil.
Geçenlerde beni de çağırmışlardı. Dediler ki tel helva çevireceğiz senide bekliyoruz mutlaka gel. Birinde de gaz yeyeceğiz bekliyoruz hiç gelmiyon demişlerdi. Allahtan bir işim çıktı katılamadım. Ama işime giderken şöyle bir uğradım içerisi cümbür cemaat tatlı bir gürültü, şamata kocaman sinide eller ortada gavutun üstünde tatlıyı dönderip duruyorlardı.
Zaman zaman selam verip uğradığım veya uğramadan geçtiğim Dilburan kahvesinden beni çağırdılar. 25 ocak günü idi, kelle paça yapmışlar. Gittim Pişirmesi Ahmet Abiden, kelleyi temizleyip hazırlamış, erkenden fırında pişirmiş. Yoğurttu ezmesi sarımsaklaması Metinden. Zaten Metin bir kese yoğurttu 1,5 saatte ezerek paçaya katılacak hale anca getiriyor. Çok iyi becerikli imiş bu konu da. Arkadaşlar öyle söyledi. Zaman zaman da takıldılar. Metin de bişi demedi.
Hazır masaya 10/12 kişi oturduk, Hadi beyler tok olan gelsin, aç olan gaçsın, Valla utanan aç kalır. Diye herkes birbirini masaya davet etti. Herkes elini yıkamış koca tepsi de masanın ortasına konunca, Hadi büyükler başlasın bi denilerek, Besmele ile başladık çala kaşık yemeye. Yemek çok olunca Metin Arkadaşlar etlerini yen ekmekleri kalsın barik Yemeklerin efendisi ettir. Eti kalmasın dedi.
Dedi de gelen geçen derken ne et ne ekmek hepsi kursaktan geçti.
Katipoğlu dedi ki yemek bittimi daha çok iyi oluyor. İsraf etmedik. Ekmek buldun ye, dayak buldun kaç. Sünnetledik İyi oldu iyi. Aslanlar sofrasında artık kalmazmış dedi.
Komşuda pişer bize de düşer, komşularda nasiplendiler.
Mustafa sarımsak yemezmiş onu da orada öğrendim. Diğerleri fark etmez dediler.
Masada herkes birbirlerine yemeğin etlisini ikram ediyor baklava veriyor turşu veriyor kabak tatlısı veriyor. Götür götür diyor. Ağzına layık. Hadi Abi aç gözünü, yoksa açarlar gözünü, aç kalırsın ha. Can boğazdan gelir ye ye diye birbirinin iştahını açtılar.
Ortam çok güzel kimse kimseden bir şey kıskanmıyor. Dostluk üst seviyede maşallah.
Dedim ki beyler evde işte veya başka ortamlarda da böyle misiniz?
Hasan hemen yüksek sesle cevap verdi
-- Abi sen bizi tanımıyor musun? Ne görüyorsan o dedi.
Yine sordum, Kasap Ahmet Abi hiç konuşmadı.
‘’Abi o bugün gününde değil. Susma hakkını kullanıyor’’ dediler.
Yemeği afiyetle yedik. Hatta herkes dıka basa yedi. Tatlılarda kabakta turşularda yendi.

Masadan erken kalkanlar Afiyet olsun beyler dedi. Hem de Yarapbim verdiğin nimetlere sonsuz şükürler olsun diye dualarla masadan kalktılar. Hasan sofra duasını da yapıverdi..
Kahvenin gerçek dünyaya irtihal eden müdavimlerini de duaya katarak…
Mesela Oktay usta, Erenoğlu Nuri Amca, Ocakçı Hüseyin ve diğerleri…
Masadan kalkan elinde bir şey ile kalktı. Eline aldığını yıkadı yerine koydu.
Aaaa bir anda masalar yerlerine yerleştirildi. Mermerci çay hazır mı? Diye söylendi. Derken birisi maden suyu içelim evvela dedi . Maden sularını içtik. Derken çaylar.
Herkes Ahmet abiye ‘’Ahmet Abi ziyade olsun, eline sağlık güzel olmuş. Metin seninde eline sağlık yoğurt’ta sarımsakta güzel olmuş, ziyade olsun dedi herkes.
Onlarda Afiyet bal şeker olsun, Allah devamını getirsin dediler.
Çayların parasının birisi, maden suların parasını birisi ödedi…
Zaten burada çay içen bir çay iki çay demiyor. Kahveye çay ısmarlıyor. Çayları ver dendi mi kelle sayılıyor. Kaç kişi varsa o kadar çay çıkıyor. Ismarlayan ödüyor…
Sonra televizyonda film/dizi vardı. Hep beraber onu seyrederken her sahneye bir not düştük, her söze bir şerh ilave ettik. Hatta Mermerci filmin gelecek sahnesini bile bize söyledi. Ne biliyorsun dediler. Sonra oradan birisi O bu filmin sahnelerinin senaryosunu yazdı. Tabi bilir dediler.
Sonra bu Türk filmleri/dizileri saçma, birde kimin eli kimin cebinde belli değil. Ama güzel kadınları oynatarak toplumu oyalıyorlar. Geleneğimizi bozmak istiyorlar…
Bizde …işte seyrediyoz. Sanki vakit geçsin, torba dolsun.. diye konuştular
Bunlar güzel şeyler ya…. Çok hoşuma gitti. Hem bu arkadaşlar bunu sık sık yapıyorlar.
Bazen birisi patlayacak mısır alır gelir patlatırız yeriz..
Cemil Abi mantar toplar gelir. Kaşarlı peynir ile pide yaptırırız yeriz...
Kimi ıspanak alır pide yaptırır getirir.
Kimi çulluk görür, canı çekinir,evinde pişirttirir. Kimi ekmek kadayıfı pişirelim der kime de tel kadayıf olsun ister. Saat belli bir zamanı geçince burada pişiririz/kaynatırız. Birisi kaymak alır gelir o güne…
Mustafa yumurta salatasını çok seviyor… unutman mutlaka ha dedi…
Bazen de sucuk alıp gelip ekmek arası yapılır burada…
Kimisi de patatesleri kuzine de pişirir getirir. Tuzlayarak afiyetle tatlı tatlı yeriz.
Güveç zaten sık sık yediklerindenmiş.
Birde Macuncu İbrahim amca Sandıklı da oldu mu ona mutlaka macun yaptırılır, Onun hayat hikayesi ile zaman su gibi akıp gider…dediler. Geçmiş zaman olur ki hayali cihana değer!
Ocaktan beni seyreden, benim sessiz dinlediğimi gören İbram Abi valla obur mide düşkünü değiliz. Bunları muhabbet olsun diye yapıyoruz. Neşeli oluyor, tatlı oluyor, hoş oluyor Abi ya…Valla güzel de oluyor görüyorsun dedi.
Bu gün bazıları yok dedim. Süleyman, Nasibi olanlar gelir. Dedi.
Hani bunu şunun için hatırda kalanlarını kaydettim. Eskiden ev ev ferene olurmuş her hafta uzun kış geceleri muhabbet ile yemek olurmuş. Şimdi evler müsait olmaya bilir.
Kiminin müsaittir. Kiminin değil ama Dilburan bu ortam için müsait.
Allah muhabbetlerini artırsın, muhabbetlerini daim etsin, Sayılarını artırsın.
Baklavayla börek der-kenar ola
Şeker helvası da bir Hisar ola
Toplanıp ihvanlar ber karar ola 25.01.2011
Sıdk u muhabbeti ehl-i hal olsun (aozeski@hotmail.com)