14 Haziran 2010 Pazartesi

HAYVAN
SEVGİSİ

Geçenlerde şöyle bir vaka zuhur etmiş. Biz hayvanın sahipleri gelince olaya şahit olduk. Ispartalı bir aile, Ankara da mobilya işi ile iştigal ediyorlarmış. Yine bir gün Isparta’dan eşi ve çocukları ile Ankara’ya yolculuk ederken Sandıklı da yol boyunda resturant'ta yemek, için mola verirler. Yanlarında bir yaşında Seter Av köpeği kırması bir köpek/hayvan vardır. Birkaç günlükken den itibaren yanlarındadır. Otur oturur. Kalak kalkar. Evcilleşmiştir. Köpeğin sahibi aile köpeğe ‘’paşa’’ demektedir. Yemek için oturan aile köpeğe paşa hadi sen arabanın yanına derler ve köpek arabanın yanına gider. Orada sahiplerini bekler,
Bu olay Sandıklımızda gençlerin askere gitme günlerin de olduğundan Gençler eğlence düzenlediği zamana denk gelir. [Bu asker gönderme merasimini biraz abarttık gibi sanki. Asker eğlencelerinde yollar kapatılıyor. Geç saatlere kadar gürültü etrafı rahatsız ediyor. Toplumda bunlar konuşuluyor. Asker uğurlamaları biraz daha mütevazı olarak yapsak iyi olur.] Askere gidecek gençler havai fişek atarlar. Bu sesten ürken köpek arabanın yanından kaçar. Aile arar ama bulamazlar. Köpeğin sahiplerinden ailenin küçük kızı ağlamaktadır. Orada bulunan manav bir hemşerimiz küçük kızın ağladığına gözyaşlarına dayanamaz. Köpeğin sahiplerine yardımcı olacağını köpeği bulmak için arayacağını kendilerinin yollarına devam etmesini işlerinden kalmamasını söyler.
Derken manav hemşerimiz babasına da durumu bildirir. Baba oğul köpeği bulmak için ararlar. Birkaç gün sonra köpeği bulan manav hemşerimiz. Sahiplerine Ankara ya haber verir. Köpeğin sahipleri sevinç ten Ankara dan gelir köpeği almak için. Bu arada hemşerimiz köpeğin yemek ihtiyacına da karşılamıştır.
Hemşerimiz Yunus’ta ‘’yaratılmışı severiz yaratandan ötürü’’ derken Hayvan sevgisini de kısmen kastetmiştir herhalde değil mi? Onunda yaratanı aynı çünkü.
Köpek sahiplerini ve arabayı görünce hemen arabada yerine oturdu. Sessiz bir biçim de. Görenler hayret etti. Bizde hasbel kader orada idik. Hayvan sevgisi de olsa insana getireceği olumlu katkıyı unutmamak gerekir. Ama evde heves için köpek beslemek bana ters geliyor. Ben evimde muhabbet kuşu besliyordum. O olmaz ise kanarya. Kanaryanın cins olanı öteni insanı evde dinlendiriyor. Evde kedi beslemeye de pek hoş bakmıyorum.
Ama hemşerimiz Sebzeciler Odası Başkanı M. Ali SARIKAYA ve oğlunun bu ailenin derdi ile ilgilenmesine insanlık namına teşekkür etmek lazım.
Küçük kızın hayvan sevgisine sahip çıkmış. Gözyaşlarına ilgisiz kalmamış
Aman canım neme lazım dememişler.
Bu bence önemli. Vakayı duyunca ilgiye Sandıklı adına memnun oldum.
Hayvan sevenler derneğinin Sebzeciler Oda Başkanımızın bu yaptığına ilgisiz kalmaması gerekir. Haberleri olursa tabii.
Sevgi kalbinizden eksik olmasın...
baba irtibatı koparmayalım
1 Haziran akşamı belediye düğün salonunda tek kişilik bir tiyatro vardı. Davetiyede ‘’SAFAHAT Mehmet Akif dönüyor.... Ya siz nerdesiniz?’’ İsimli tiyatroda oyuncu Ahmet YENİLMEZ’di. Ahmet YENiLMEZ’i Ekmek Teknesi dizisinden tanırım seyrettim hayranıyım. Baba irtibatı koparmayalım sözü birçok kişinin ağzındadır.
Salı akşamı 20.45’te salonda idik. Sahne hazır sahnede bir Neyzen Tevfik ney çalarken portresi vardı. Siyah bir zeminde sahneye oyuncu çıktı. Bir saat fazlaca sahnede kalan oyuncu çok terledi ama bizim için bir saat nasıl geçti bilmiyorum.
Tiyatroda Akif’in Neyzen Tevfik ile arkadaşlığını
Akif’in Baytar mektebine başlamasını
Akif’in Çanakkale şiirini oraları görmeden nasıl yazdığını oynadı. Anzak’ların sadece Çanakkale için 200 üzerinde tiyatro oynadıklarını bizim ise bir elin parmaklarını geçmediğini de sözlerine ekledi.
Milli şair Akif’in İstiklal marşını yazdığını Meclis’te kabulünü ve Milli Şairimizin anılarından oluşan tiyatro gerçekten güzeldi. Bir ara 2.Abdülhamit Han’a dokunsa da yinede iyi hazırlanmıştı. Zaten herkes zamanını yaşıyor. Bu konuya da girmekte haddime düşmez zaten.
Mehmet Akif olurda İstiklal marşı okunmaz mı? Küçük bir kızın istiklal marşımızı baştan sona 10 kıtasını da okumasını hep beraber hayretle seyrettik. Her zaman merak ederim. Bir insan kendi istiklal marşını okuyanı aval, aval seyretmesi kadar ayıp ne olur. 8 sene ilköğretim 4 sene lise toplam on iki senede bir istiklal marşını bilemeyen/okuyamayan bir toplum olmanın kaderini yaşamak istemiyoruz. Zaten merasimlerde banttan okunmasını hiç haz etmiyorum. Yanlış olur eksik olur ama kendi marşımızı kendimiz canlı olarak okusak ne olur. Bir de hala onuncu yıl marşı çok güzel hoş ama biz 90.cı yılı yaşarken onuncu yıldaki marşımızı yenileyemedik.

Tiyatronun izleyicisi çoktu. İzleyicinin çokluğuna ve tiyatroya ilgisine çok sevindim.
Tiyatro güzel idi. Bitiminde herkes ayakta alkışladı. Ülkemizde bu güne kadar ilk Mehmet Akif için tiyatro hazırlanması ve sunulması hatta evinin şu an bar olarak kullanılması kadar üzücü ne olabilir. İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın diyen ceddimizin sözünü İnsanımıza sahip çık oda milletine/devletine sahip çıksın diyebiliriz. Milli şairimize de sahip çıkmaz isek valla ayıp olur. (Zaten ilçemizde de milli mücadeleye katılmış atalarımızda perişan ölmüşler namerde muhtaç olmuşlar bu da bizlerin ayıbıdır.) Oyuncu konuşmasında TBMM bu durum bildirildi. Oranın müze olması girişimi başlamış. İnşallah olur. Merak edenlerse o evin şu an kime ait olduğunu öğrenmeleri lazım.
Bu vatanı bize emanet edenler bizden bir şey istemiyorlar.
Sadece saygı bekliyorlar