15 Aralık 2010 Çarşamba

SİHİRLİ AYNA

SİHİRLİ AYNA
Limni’li Omar Çavuş şimdiki Burcu Gazeteciliğin yanlarında bi kepenklik dükkânda çıra, mum ve baharat gibi şeyler satarak geçimini sağlamaktadır. Omar Çavuş çok muhterem, nazik, oldukça da saf temiz birisidir. Yanında da komşusu Devecioğlu Osman Efendi Züccaciyecilik işi ile iştigal etmektedir. Osman Efendide muhterem birisidir.
Devecioğlu Osman Efendi İstanbul’a mal almaya gider. Ayna almaktadır. İşyeri sahibi sihirli aynaları da gösterir. Osman Efendi 20 ye 20’lik ebatta bir sihirli aynayı tebessüm ederek alır. Diğer alış verişlerini de yaptıktan sonra tüm mallarını ambara havale ederek İstanbul’dan döner gelir.
Bir hafta içinde Devecioğlu Osman Efendinin malları gelir. Osman Efendi bu malları dükkânına yerleştirir. Yine eline tebessümle aldığı sihirli ayna gelir. Aynı hal ve tavır içinde gülerek mücüre de o aynayı muhafaza eder.
Osman Efendi birkaç gün sonra arkadaşlarına da aklından geçeni anlatır ve bir plan doğrultusun da Komşu Limni’li Ömer Çavuş’a şaka yapacaklardır.
Devecioğlu Osman Efendi bir gün sabahleyin evden gelen Limni’li Omar Amcaya geçmiş olsun, ne bu hal, ne oldu sana böyle der. Omar amca
--Hayırdır Osman Efendi niye geçmiş olsun dediniz. Osman Efendi
--Komşum şu halinizi görmüyor musunuz? Aman yarapbim! Omar Çavuş bişiler yapmalıyız.. der telaşlı, telaşlı
--Osman Efendi ne olmuş halimde. Der ve üzerine bakar acaba bir olağan üstülük bişimi var bende der üzerini düzeltir. Saçını sakalını sıvazlar. Hayretler içinde Osman efendiye bakarken
Devecioğlu Osman Efendi
--‘’Komşum du bi’’ der ve dükkânından aynayı alır gelir. Omar Çavuşun yüzünü gösterecek şekilde aynayı yüzüne tutar. Aynada kendi yüzünü gören Omar Çavuş yüzünü yukarı doğru uzamış görür.
--‘’Selam ün kavlen mirrabbil rahim’’ Selam ün kavlen mirrabbil rahim’’ der. Yaa evden çıkarken çocuklar bana bişi dememişlerdi. Onlar durumumu görmediler mi? Acaba. Ya da bana diyemediler mi? diyerek iki eli ile kafasını yukardan ve çene altından sıktırır.
Bu durumu gören Osman Efendi Aynayı geri alır. Hah hah düzeliyor Omar Çavuş der. Aynayı yan çevirir Omar Çavuş’a tekrar tutar. Bu seferde Omar Çavuş’un kafa yana doğru yayılmıştır.
Yeni durumu gören Omar Çavuş
--‘’Lahavle ve le kuvvete ille billehilaliyyul azim. Lahavle ve le kuvvete ille billehilaliyyul azim.’’ Der. İki kulağından elleri ile kafasını sıkıştırır.
--Osman Efendi, yoksa ben oluk altından mı? Geçtim. İnan ki bişi hissetmedim. Eriştiler mi yoksa bana. Kurşun mu döktürsek ne yapsak? Yarabbi sen büyüksün. Ele düşürme beni diyerek dualarını da yapar.
Bu arada Devecioğlu’nun arkadaşları da birer, birer gelmişlerdir. Onlarda yangına yakıt taşırlar. Omar Çavuş aynaya birkaç kez bakar. Osman Efendinin tuttuğu yan veya dik nasılsa Omar Çavuşun kafa öyle gözükür.
Omar Çavuş
--Osman Efendi Allah aşkına bişiler yap deyince;
Osman Efendi Allah aşkına dedi der ve düzgün aynayı alır gelir. Omar Çavuşa tutar. Kendini tekrar aynada düzgün bir şekilde gören Omar Çavuş ‘’Hah işte böyleyim ben. Allahım’a Şükürler olsun düzeldim, düzeldim diye çocuklar gibi sevinir. Zıplıyı, zıplıyı verir
Devecioğlu Osman Efendi komşusuna
--Omar Çavuş ben bu aynayı ta İstanbul’dan sana şaka yapmak için getirdim. Acaba komşum ne yapar diye meraktan aldım. Allah aşkına sende biz affet. Bu sadece bir şaka idi der. Bi taraf şakaya diğer tarafta şaka olduğunu öğrenince kendi haline beraberce gülerler. Osman Efendi komşusunun koluna girer ve arkadaşları ile kahvelerini içmek için dükkâna giderler.
Bu olay o zamanlar baya bi konuşulmuştu. Bizlerde Arkadaşlar ile O sihirli aynalara bakmak için toplandık İzmir fuarına gitmiştik. Bu anlattığım iki şahısta pek muhterem insanlardı. Ama şaka her zaman vardır. Baki kalan bu kubbede, hoş bir seda imiş (aozeski@hotmail.com)
Anlatan =Erzurumluların Mehmet ERBAŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder