17 Ekim 2011 Pazartesi

TOROS
Ya da onların gözünde ata
Mustafa emrem
Ahmet / Meryem 28.06.1911—06.01.1990

Otobüs işletiyordu. Toros yazılı koca otobüsü vardı. Afyona sefer yapardı yolcu getirir götürürdü. O zamanlar Sandıklıda lise olmadığından Afyona okumaya giden gençlere Aileleri bir çıkı bohça ( kimi ekmek kor, kimi sarma dolma, börek yufka gatmer, alacaş pilav, Peynir, yoğurt, turşu vs., bohçalar da haftalık yiyeceklerden oluşurdu.) yapar Toros’a verirlerdi. Rica ederler bunu oğlum Ahmet’e veriver derlerdi. Oda kim kimin lakapları ile bilir. Talebelerde Toros’un geleceği saati bilir ailelerinden emanet geleceğini bilir gelir alırlardı. Oda filancıların Ahmet, Mehmet, Ömer, Ali veya falancıların Osman Mustafa, Bekir der emanetleri sahiplerine teslim ederdi.
Esas olayın ilginç tarafı ise Talebelerden parasız kalanlar Toros Emmiye ATA bana beş lira lazım dediler mi hiç itiraz etmez çıkarır verirdi. Afyon seferinden ortalama 22,5.lira toplanırdı. Eğer dört/beş kişi para isterse Toros Afyonlu arkadaşı Hancıoğlu’na varır.
--‘Len Hancıoğlu heeey bana 20/25 lira gönder bi’’ der ödünç aldığı para ile mazot alır. Sandıklı’ya döner gelirdi.
Ödünç para verdiği talebelere oğlum bak ben yazmıyorum.Babalarınızdan da isteyemem. Aldığınız paraları babanızdan alın bana verin demeyi de ihmal etmezdi. Talebelerden bazıları Toros emmiden para alınca hemen bir pusula yazarlar Toros emmiye verirler bunu babama veriver derlerdi. Toros emmi pusulayı getirir verir. Pusulayı alan baba okur Toros’a oğluna verdiği parayı üzerinde varsa verir, yoksa üç beş güne veren derdi.
Toros emmiden ödünç para alan her talebe ona Allah razı olsun sen bizim ATAMIZSIN çünkü yiyeceğimizi giyeceğimizi getiriyor götürüyor. Olmazsa paramızı veriyor. Her işimizi yapıyor hiç ‘’ya’’ demiyorsun. Diye talebeler onu severler ona hürmet ederlerdi. Ona ATA diye hitap ederdik. Bak iyilerin iyiliği anılıyor işte. Ne mutlu demi.
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-**-*-*-*
Toros’un otobüsle kaplıcaya gidiyorduk. Dağlıoğlu çeşmesini sallandık gidiyoz. Yolda Keleş’in inekler danalar karşıya çeşmeye su içmeye gidiyorlardı. Torosta rahmetlik yaşlanmıştı. Ben Ata dedim dikkat et su içmeye giden çulluklar var. Çarpmayalım ha dedim.
Rahmetli hiç bozuntuya vermeden şakaya şaka ile mukabelede bulundu. Yahu bende o kara karalar neyi kim deyodum. Demek onlar çulluk muymuş. Dedi. Yan pencereyi açtı danalara ‘’kiş kiş çekilin hiç olmazsa ben bi geçen kiş kiş ‘’ dedi. Otobüste tüm yolcular gülmekten yarıldık.
****** //////// *******
Yine bir gün kaplıcaya gideceğiz. Kaplıca kavşağını geçtik. Rahmetli Toros kaplıcaya dönmedi. Kimsede Toros niye dönmedin demedi. Biz Macılın hizasına vardık. Toros farkına vardı.
–‘’Yav buralar Macıl ne işimiz var buralarda şuradan dönelim barik’’ dedi döndü. Sonra yanındakilere ‘’çocuklar kavşakta niye hatırlatmadınız’’ deyince yanında ki ‘’enayi miyiz hatırlatacak bak geziyoruz işte. Sende bi gün otobüse bindirip gezdirmedin ki ’’ dedi. Rahmetli hiç kızmadı, alınmadı. Olgun adamdı. Haklısınız demesin mi. Valla öyle deyince biz utandık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder