17 Ekim 2011 Pazartesi

EFELER SADE İÇER
Geçenlerde Hasan amca geldi. Hasan MEZGİL. Sandıklı Sesi gazetemizde çıkan iz bırakanları okuyormuş. Bir de ‘’sandıklı.biz’’ sitesinde de okuyorum dedi. Hoşuna gitmiş. Bir iki hatıra anlatayım. İnşallah güzel olur diyerek anlattı. Bizde öylece yazdık.
27 Ağustos 2009
Belediye meydanına Kavasın Hakkı (Şükrünün babası) Yedi yol kahvesini yeni açar. Bu kahveye hep amir ve memurlar memleketin kodamanları çıkarmış. Daha önce Belediye parkında hizmet veren şehir kulübünden önce amirlerin memurların iyi giyimlilerin kahvesidir. Zaten buraya az bucuk adam girmezmiş.
Emin ustanın Hasan GÖÇER ve arkadaşı Hacıarap Mustafa ÖZAYHAN bu kahveye girmek için heveslenmişler. Bir gün anlaşarak Kavasın Hakkının kahveye gıran tuvalet giyinerek giderler. Kahvede bir masaya adabı muaşeret içerisinde otururlar. Bir köşede koltukta oturmakta olan Kavasın Hakkı bunları görünce bozulur. Fakat Hasan Göçer ve arkadaşı Hacıarap’ın masaya efendice oturduklarını görünce bir şey deyemez.
Kavasın Hakkı amca gençler ne içersiniz diye sorar.
Emin ustanın Hasan, Hakkı amca kahve içeriz der. Tam orta şekerli diyecektir.
Kavasın Hakkı EFELER SADE İÇER yap iki sade kahve deyerek Hacıarap ve Emin ustanın Hasan amcanın şekerli demesine fırsat kalmadan siparişi ocağa verir. Efe falan denince itirazda edemezler. Ve sade kahveleri meşhur garson Dizginin Hüseyin getirir.
Zaten o zamanlar şeker vesika ile satılmaktadır. 2. Dünya Savaşı sonrası kıtlık ve yokluk günleridir. Şekere azami iktisat yapıldığı zamanlardır. Şeker bulunmamaktadır. Zaten şekerde yeni yeni kullanılmaya başlanmıştır.
Hacıarap ve Eminustanın Hasan askere gidesiye kadar Yedi yol kahvesine çıkarlar. Onlar kahveye girince Hakkı amca efeler sade içer der sade kahve verir. Hep sade kahve içerler. Birbirlerine de kalın kalın sesle EFELER SADE İÇER, EFELER SADE İÇER diyerek takılırlar. Önsen bi bildiği varda kahve yapıverdi bize derler. Kahveyi biraz bekletirler, önce bir yudum su içerler. Kahve ile ilgili bişiler bulur anlatırlarmış Kahve falı bilsekte barik yalanlarıyla avunsak, Telvesi de acıymış. Ha şekerli ha şekersiz fark etmez. Derken birinin aklına gelir
Yüksek haneyler de kahve pişirir
Kahvenin köpüğü yere taşırır
El oğlu değil mi aklını şaşırır. Diye türküyü söyleyiverir. Kahveden bir yudum daha alınır.
Önemli değil: kahve tütün, keyifler oldu bütün. Buradan belediye meydanı da bir güzel gözüküyor. Tatlansın diye çaya pekmez katıyor da bize niye acı kahve veriyor, diye laf üretirlermiş.
Emin ustanın Hasan ve Hacıarap büyüklerin yanında yüksek sesle konuşmaz ayaklarını uzatmaz edebe ve adaba riayet ettiklerinden onlara laf etmezlermiş. Derken derken kahve krizi çıkacak hadi gidelim arkadaş der usanınca çıkarlarmış.
Hem Hasan amca hem Hacıarap kahvenin sadesini değil şekerlisini severlermiş. Ama Kavasın Hakkı onlara efe dediğinden efeliği bozmak istemezler. Hakkı amca onlara sade kahve vermiştir. Ona karşı gelmekte büyüğe saygısızlık gibi olur, Hem biz çok genciz. Şayet şekerli diye itiraz edersek kahvecide kovarsa gençliğinde haysiyeti ve şerefi var onu da, on paralık etmeyelim düşüncesi ile Emin ustanın Hasan askere gidesiye kadar Kavasın kahveye çıkar orada hep sade kahve içerler. Emin ustanın Hasan askere gider. Vatan görevi bitip yine geldiğinde arkadaşı ile buluşurlar kahveye giderler.
Bunları gören Kavasın Hakkı asker hoş geldin der ve EFELER SADE İÇER diye iki kahve siparişini hemen verir. Emin ustanın Hasan Amca, Hakkı amcaya askerliği ettik, lütfen kahveler şekerli olsun gayim. Hem ben askerliğimi yaptım geldim deyince.
Kahveci Kavasın Hakkı bu sefer kahveleri şekerli yaptırır.
Güzellikleri bugünden farklı olan maziye özlemle bakanlar...
Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı var. 27.08.2009
Gel desem, bu akşam, bir kahve ısmarlayayım sana.
Bir fincan kahve: Cezvesinde kaynamış hatıralar,
Köpüklerinde sevgi parlayan, fincanında dostluk ile telve,
Bir yorgunluk kahvesi,
En iyisi ben sana bir şiir ısmarlayayım…
Yanında da bir fincan acı kahve. (alıntı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder