22 Nisan 2010 Perşembe

ALİ ONBAŞI

alonbaşı
(ALİ ÇİÇEK)
Dedem vefat eder. Bu sırada babam Ali Çiçek çok küçüktür. Kendinden 1-2 yaş büyük ağabeyside (emmim) vardır. Annesi (ninem) ikinci evliliğini yapar. Üvey baba onlara biraz eziyet eder. Babam Ali Çiçek bu duruma içerler askere kadar yanlarında durur ama askerde uzatmalı onbaşı olarak kalır. İlk görev yeri Simav’dır. Orada evlenir. Sonra Uşak’ta oradan Afyon’a görevlendirilir. Afyon’dan Sandıklı’ya görevli gelir. Sandıklıda yerleşir. O zamanlar emekli sandığı veya sigorta falan uzatmalı onbaşıları hatta gece bekçilerini vs. kapsamadığından her hangi bir sosyal güvencesi yoktur. Daha sonra Sandıklıda manavlık yaptığından Bağ-kur’dan emekli olur.
Sandıklıda renkli kişiliğinden birçok arkadaş oluşturur. Berber Kadir bunlardan birisidir.
Sandıklıyı seven babam memleketi Tokat’a geri dönmez. Fakat ben oradaki arazilerimizi ve eş dost akrabalarımız var nasip olursa yine bu bahar gitmeyi çok arzuluyorum.

Örtülü köyü ile örtülüye yakın Çivril’in bir köyü birbiri ile kavgalıdır. Olay o kadar büyür ki. Zamanın asayişi Örtülü yakınlarına bir müfreze gönderir. Komutan iki köy arasında kalınca askere süngü tak emrini verir. Komutanın uzatmalı onbaşı yardımcısı babam komutanım bi Dakka der olaya müdahale eder. Bunlar gâvur değil ki, bizim insanımız. Bunlar arasında bi orta yol bulalım. Deyince komutan ne edersen et. Askerden zayiat istemem der. Uzatmalı onbaşı Ali Çiçek iki köy arasında bi orta yol bulunması için şöyleydi böyleydi ne edelin ne etmeyelim derken askeri müşterekte her iki köyü birleştirir. Dolayısıyle kanlı bir çatışmayı önler. Olaya vakıf örtülü köyü büyükleri Onbaşı Ali Çiçek’e her zaman hürmette kusur etmezler
Babam askerde onbaşı olduğundan ve askerde uzatmalı onbaşı olarak kaldığından Sandıklı halkı babama Alonbaşı diye hitap eder. Ve öyle kalır.
İyi bir şey değil ama babam kızdığı zaman ‘’hıyvan oğlu hıyvan’’ diye tepkisini gösterirdi.
Babam aktif bir adamdı. Sandıklıdan Yeni Türkiye Partisinin seçim çalışmaları için Ankara’ya gidenler arasındadır. Para ve yardım talep edeceklerdir. Parti merkezine varırlar. Partinin Başkanı Ekrem Ali CAN görüşmek için odaya girdiklerinde babam
Biz satarız biberinen patlıcan
Bizim liderimiz Ekrem Ali CAN
………………………………..
…………………………………..
Diye devam eden şiiri patlatır.
Bu duruma fevkalade memnun olan okunun şiir hoşuna giden Yeni Türkiye Partisi Başkanı Ekrem Ali CAN
—Verin bunlara istediğini diye talimatı verir. O zaman seçim çalışması için cip ve iyi miktarda para alır gelirler. O seçimlerde YTP 100 civarında milletvekili çıkarır.

Alonbaşının parti arkadaşlarından biriside hafızdır.
Yardırmayın karbuzu
Kızdırmayın hafızı
……………………..
………………………..
Diyerek te bi dörtlüğü vardı ama zamanla unutuluyor. Bunların yazılısı var mı ben bi evi arayan tarayan varsa sana vereyim. (oğlu Mehmet Çiçek)


***********************************************
Alonbaşı dan laf açıldı da Orhan Pınarbaşı. Şöyle anlattı
Ali amca işyerine gelen müşterinin ne alacağını bilir onların en iyisini hazırlardı. Ali amca malın iyisini getirir. İyi mal satardı. Eğer gelen isteyici(dilenci) ise hiçbir zaman geri çevirmez arık edna elindekilerden isteyiciye verir. Memnun ederdi. Ali amca yokluğu yaşamış yokun halinden bilen birisi idi. Hiçbir zaman Allah versin deyip boş çevirmezdi. O verir Allah ta ona verirdi.
Bir gün ödemişten karpuz getiriyoruz. Ford kamyonda ben bir arkadaş ve Ali amca vardı. Uşak yakınlarında arkadaş birkaç bayan gördü otostopçu. Bana duralım mı? Dedi.
Biz Ali amcayı uyuyor diye konuşuyorduk.
Anam vay o uyuyor dediğimiz Ali Amca
‘yürü len işine bak, hıyvan oğlu hıyvan.’’ Demez mi?
Kızırdık bozardık hiç kelam etmeden, Tabi ondan sonra ben artık topukladım. Hiç konuşmadan Sandıklıya giriverdik..
Tokat’lı Alonbaşı Ali ÇİÇEK Allah rahmet eylesin. Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş. (aozeski@hotmail.com)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder